-->

31 Ağustos 2010 Salı

3 Pisilerimiz

Bugün sizleri birileriyle tanıştırmak istiyorum.Bunlar yıllardır bizim bahçemizi mesken edinmiş yavrucaklar.Yıllar öncekiler de bunlar mıydı orasını bilemiyorum :) Ama ben kendimi bildim bileli bizim bahçeden pisiler eksik olmaz.

Çoğalırlar, azalırlar.Ama bi türlü bitmezler :) Dönem dönem her rengini görmüşlüğümüz vardır.

Aslında benim tercihim her zaman köpeklerden yanadır.Çok severim köpekleri.Üniversite zamanında ev arkadaşımın bir İngiliz cookerı vardı.Çok sevimli bi'şeydi.Bi köpekle birlikte yaşamak ayrı bi keyifti.Ama şimdi aileler evde pek köpek besleme taraftarı değiller.Ama ben bi yavru köpeğimin olmasını çok istiyorum.Özellikle bi saint bernard ya da bi sibirya kurdu olabilir :)







Pin It

25 Ağustos 2010 Çarşamba

8 Beyaz Olmalı!

Bu aralar gittiğim ev gezmelerinde dikkatimi çeken bir şey var.O da mobilyalar ve mobilyaların renkleri.Herkeste ya siyah ya da kahve tonları oluyor.Dikkat ediyorum da sanki bu renkler evi sıkıcı hale getiriyor.Evin içinde oturduğunda zaten sıkılıyorsun bu renklerin de etkisiyle sıkıntı arttıkça artıyor.

Aslında daha önce de söylemiştim dekorasyona pek ilgim yoktur diye ama.Annemle eve mobilya bakarken ilgim haline geldi bu aralar.Modeller, renkler...

Ben de kendi evimi hayal ediyorum.Bu renkler olmamalı diyorum.Benimki beyaz olmalı...

O evde yaşadıkça içim açılmalı.Sıkılıyorsam evim beni sakinleştirmeli.Mobilyalar beyaz olmalı.Perdeler, örtüler çiçekli olmalı.O beyaza hafif canlılık verecek renkler olmalı aralarında.Benim evim böyle olmalı.

Bu aralar hayallerim bu yönde :) Belki de yaşadığım küçük birkaç sıkıntıdan dolayı beyazı kendime çıkış kapısı olarak seçmişimdir.Kim bilir :)















Fotoğraflar alıntıdır.
Pin It

21 Ağustos 2010 Cumartesi

5 Melike Güner ve İncir Reçeli

Hani daha önceki yazımda demiştim ya bu aralar "Doktorlar" dizisine sardım diye.Tek saran ben değilmişim galiba reytingler bayağı yüksekmiş.O yüzden olsa gerek bi günde 3 bölüm art arda veriyorlar :)

İşte bu dizideki Zenan karakterini çok sevdim.Bazı huylarını biraz kendime benzettim.Azimli, çalışkan, kafasına koyduğunu yapan.
Bu karakteri oynayan kişiyi merak ettim ve küçük bir araştırma yaptım.Daha önce de birçok dizilerde rol almış bir isim: "Melike Güner".Oyunculuğunu zaten beğeniyordum ama bu karakterle daha çok ilgi alanıma girdi.Ekmek Teknesi, Kızlar Yurdu gibi dizilerde hep aklı başında bir karakteri canlandırmıştı.Hep iyi projelerde yer almış bir oyuncu.

Şimdilerde ise Kılıç Günü adlı dizinin kadrosunda rol alıyor.Buradaki oyunculuğunu da büyük bir merakla bekliyorum.

Bir de film çekimi varmış:"İncir Reçeli"



Filmin konusu aşk.Biraz da dram.Fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla güzel bir aşk hikayesine benziyor.Gerçi filmin çıkışına çok varmış.2011 Şubat'ta çıkıyormuş.Ama ben şimdiden filmi çok merak ediyorum.





Bu da filmden bir sahne.Şarkıyı da çok sevdim :)


" Hiç yadırgamadım yüzünü, inan çok tanıdık. Gönlüme hoş geldin sevdiğim, kusura bakma ortalık biraz dağınık... "


"Ä°ncir Reçeli" Teaser...
Yükleyen Shelaercin. - TV dizilerini ve programlarını online izleyin. Pin It

16 Ağustos 2010 Pazartesi

3 Neler mi Yapıyorum?

Daha önceki bir yazımda bu yaz aklımda kalan projeleri yapıp, daha çok konu paylaşacağımı söylemiştim.Ama maalesef dediğim gibi olmadı.Çünkü sıcaklar yüzünden pc başında duramıyorum.Evde bile sürekli yatış halindeyim :) Hele ki şu ramazan günlerinde bütün günüm yatmakla geçiyor :)

Bir şey yapayım diyorum, elime malzemeleri alıyorum.Yok olmuyor, gitmiyor.Acaba diyorum o yoğun günler içinde yoğunluktan kaçmak için mi hayal ediyordum ben bunları.Sevmediğim şeyleri yapmaktan kaçmak için mi şunları bunları yaparım diyerekten malzemeleri alıp biriktirmiştim.Olabilir.

Bir de hani bi sınav vardı ya başımın belası!İşte o sınavın sonucu açıklandı bu hafta ve tam bir yıkım oldu benim için.Alt tarafı bir sınav diyemiyor insan.Bütün umutlarını buna bağlamışken.Etrafındaki herkes de senden çok bununla ilgili hayal kurmuşken...Bir an bütün hayaller yok olup gidiyor.Hayallerin yıkıla yıkıla hayal kurmamayı öğreniyorsun.Hani diyorum ya "Ya umutlar da biterse.." diye.İşte an geliyor tükeniyor bütün umutlar...

İşte birkaç gün böyle geçti büyük bir hayal kırıklığıyla.Ama insan alışıyor ya her şeye buna da alışıyoruz işte.

Evden dışarı pek çıkamıyorum.Ben de sürekli tv izliyorum.Kışın tv izlemek için pek zamanım olmaz ama yazın bunun acısını fazlasıyla çıkarıyorum sanırım :) Ama gel gör ki kanallar yıllar öncesinin dizilerini ezberletmekten başka bir şey yapmıyorlar.Yeni diziler tatilde.İzlenecek düzgün pek bir şey yok.Ama yine de ben saracak bir şey buldum yine :) Doktorlar dizisi.

3 yıl süren bu diziyi hep izlemek isteyip de izleyememiştim.Tek tük aralarda birkaç bölümünü izleyebilmiştim.Hazır eskiler dönüyorken bu dizinin verilmesi de iyi oldu.Yeni dizi izliyormuşum gibi bütün bölümlerini kaçırmadan izliyorum şimdi :) Bir de favori çiftim var: Suat ve Zenan :) Bayılıyorum onların ilişkilerine :) Sürekli onlar çıksın diye bekliyorum tv karşısında :)







İşte bu aralar bu hallerdeyim.Güzel haberlerle güzel yazılarda buluşmak dileğiyle... Pin It

14 Ağustos 2010 Cumartesi

4 Vosvos Sevdam




Seviyorum bu küçük oyuncakları.

Her rengine razıyım.

Bir gün bunlardan bir tanesi benim olsa,

Atlasam  küçük oyuncağıma ve çıksam bir masala doğru yolculuğa...










Fotoğraflar alıntıdır.Sadece üzerlerinde renk ayarları yaptım.
Pin It

4 Ağustos 2010 Çarşamba

9 Sapanca'da Hem Piknik Hem de Uzuuuuunn Yürüyüş :)

Biz bu cumartesi arkadaşlarla Sapanca'ya pikniğe gittik.Bir arkadaşımız orada oturuyor.Çok güzel bahçeli bir evleri var.Kocaman bir bahçeleri ve bahçede de çeşitli çiçekler ve ağaçlar vardı.Bu güzel çiçekler o bahçeden.

Önce biraz o güzel bahçede voleybol turnuvası yaptık.Kaybeden mangalı yakacaktı :) Hava da 40 dereye yakındı o gün.O yüzden kimse kaybetmek istemedi :) Ama tabii ki kazanan grup biz olduk :)



Mangal faslından sonra (daha önce yapılarak geleneksel hale getirilmiş) traktöre atladık ve başladık turlamaya.O halimiz evlere şenlikti :) Bir bakan bir daha bakıyordu.Traktöre bank koyup oturan da bizdik herhalde :) Ama o bayır yollardan çıktıkça bank bile fayda etmedi çığlıklara :) Eğlenceli ve biraz da tehlikeliydi.Bazen topluluk olunca bazı şeylere uymak zorunda kalıyor insan.Bu kare de biz traktördeyken çektiğim, yol üzerinde bi köprü.


Sallana sallana gittik taa ki bir bataklığa kadar :) Bataklıkta saplanınca başladık yürümeye.Ev sahibi arkadaşımız bizi çok güzel bir yere götüreceğini söyledi.Gideceğimiz yerde Sokrates zamanından kalma tarihi eserler varmışşş.




Biz de tarihi eserler uğruna düştük yollara.Yürü yürü yol bitmiyor.Gittiğimiz yer Sapanca'da Çatalköy diye bir yermiş.Sanırım Atv Safari'ye katılanlar da oralardan geçiyormuş.Ama biz safari yapacağımızı bilerek gitmemiştik ve kıyafetlerimiz pek uygun değildi.


 


Önce normal yollardan gittik.Bazı yerlerde su bulduk.Ateşi bulmuşcasına sevinerek :)


 


Bu güzel manzarayı karelerle dondurmasak olmazdı.

 



Yol üzerinde çok güzel böğürtlenler bulduk.Hepsi de çok lezzetliydi.Biz küçükken de böyle çalı çırpıların arasında böğürtlen gördük mü dayanamazdık :)


 


Sonra yine devam ettik yollara.Düz yollardan giderken sonra daldık aralara bayırlara.Düşe kalka bahsedilen yere varabildik nihayet.Ama bi görelim ki tarihi eser diye bir şey yok.Sadece koca koca taşlar üzerinden akan bir dere.Derenin başında da bir şelale varmış.Ama biz yeter artık dedik, ilerlemedik.Buraya gelmek bile büyük başarıydı :) Tarihi eser görülmeyince o arkadaşa edilen lafları ne siz sorun ne ben söyleyeyim :))


 



Yine de güzeldi.Hazırlıklı olarak gelmiş kişiler için güzel bir yürüyüş olabilirdi.Ama bizim için pek uygun olmadı.Dönüşte çamursuz bir yanımız kalmamıştı.Tabi her tarafımızın da ağrıması çabası.Güya 15 dk'lık yol bize olmuştu 1.30 saat.

 



Doğayla başbaşa olmak, bol oksijene doymak, yolun sonunda derenin tatlı suyundan kana kana içmek isteyenlere Sapanca'da böyle bir yürüyüşü tavsiye ederim.
Pin It

2 Ağustos 2010 Pazartesi

4 Deney-Splice



Geçenlerde romantik film dışında farklı bir film izledim.Fragmanı ve afişi çok ilgimi çekmişti.Büyük bir merakla izlemeye başladım.Başta her şey gayet güzel.Bilim kurgu filminden beklenen şeyler oluyor.Film ilerledikçe saçmalıyor ve film bittikten sonra böyle iğrenç film mi olur diyorsunuz.

İzlediğim en kötü filmlerden biriydi.Resmen yazar saçma cinsel fantazilerini bilim kurguda kullanmış.



Spoiler içermektedir.

Başta her şey çok güzel.İnsan hayvan karışımı bir şey ortaya çıkıyor.Tamam güzel.Merakla izliyorsun.Kadın bu yaratığı çocuğu yerine koyuyor, ilgi gösteriyor.Sonra adam da sahip çıkıyor.Her şey normal ilerliyor.Ama insan nasıl bir yaratıkla birlikte olur.İşin saçmalığı burda.Adam çocuğu gibi bakıyor sonra gidip bu yaratıkla birlikte oluyor.

Sonra aynı yaratık evrim değiştiyor bu defa erkek oluyor.Erkek olduktan sonra da gidip adamın karısıyla birlikte oluyor.

Kısacası tavsiye etmiyorum.Sadece zaman kaybı. Pin It
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...