Yapmak isteyip de yapamadığım çok şey var ve hepsini sınavım yüzünden ertelemek zorunda kalıyorum.İnşallah Allah emeklerimizin karşılığını boşa çıkarmaz.
Neyse şimdi paylaşmak istediğim bir şey var :) Havalar güzelleşti ama bir yere gidemedik.Kardeşimle dedik en azından Büyük Ada'yı gezmeye gidelim.Geçen pazar kardeşimle İzmit'ten atladık vapura direk adaya geldik.İzmit'ten gitmek isteyenler için Büyük Ada'ya hafta sonları direk vapur var.Vapurla 2 saat kadar sürüyor.
Ama sanırım yanlış bir gün seçmişiz çünkü deyim yerindeyse ada tıklım tıklımdı :) Adada motorlu taşıt bulunmamasına rağmen yolda yürümek çok zordu.Yollar bisiklet ve faytonlarla doluydu.İskele insanlarla doluydu.İnsanlar akın akın adaya geliyordu.Özellikle de turistler.Zaten turistler bizden çok ülkemizin keyfini çıkarıyorlar.Hangi tarihi yöreye gitsem Türklerden çok yabancılar oluyor.
Akın akın kalabalık arasından ezile büzüle kaçıp adayı gezmeye başladık.
Adaya giderken vapurda birinin sözüne kulak misafiri olmuştum.Adaya soldan değil de sağ taraftan gezmeye başlayın sol tarafta pek bir şey yok demişti.Biz de duyduğumuzu uyguladık :) Adaya özgü güzel evler, köşkler arasındaki sokaklardan yürümeye başladık.
Yollarda bulunan haritalardan yolumuzu bulmaya çalıştık.Çünkü esnaftan bir şey sormaya gelmiyor, utanmasalar soru sorarken bile sizden para alacaklar :)
Adada satılan ürünler olarak ilgimi çeken bu at nalları ve her derde deva bu iğneler oldu :)
Yürüyerek önce Aşıklar Tepesi'ne gidip dondurma yedik, daha sonra Aya Yorgi Kilisesi'ne çıktık.Kiliseden inişte Lunapark Gazinosu'nda oturup bir şeyler içtik.Hepsinin manzarası çok güzeldi.Oturup o güzel manzaraların tadını çıkarmanızı tavsiye ederim.
Lunapark Gazinosu'ndan sonra yürüyerek iskeleye indik.Ama tavsiyem bisikletle veya faytonla inin.Çünkü hem yol üzerinde pek bir şey yok hem de en az 1 saat yürünüyor.
İskelede fazla durmadan vapura binip Kadıköy'e geçtik.İyi ki de zamanında binmişiz çünkü bir anda yağmur ve fırtına bastırdı.Şanslıymışız ki biz inene kadar yağmur dindi :) Biraz da Kadıköy'de dolaşalım dedik ama biraz fazla dolaşmışız dönüş trenimizi kaçırdık :) Treni beklerken ben de İstanbul'da biraz güneşin batışını biraz da Haydarpaşa'yı karalerle dondurmaya çalıştım...
Benim için güzel bir gündü.En kısa sürede arkadaşlarla piknik için tekrar gitmeyi düşünüyoruz :)
Fotoğraflar biraz fazla olduğu için bugün ada evleri ve sokakları fotoğraflarını ekliyorum.Yarın da Aya Yorgi Kilisesi etrafı ve İstanbul'da günbatımı fotoğrafları geliyor :)
Pembe Panjurlu Ev :)
Bugünlük bu kadar :)
Pin It
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
"Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler." demiş Mevlana.Aynı duygularda buluşmak dileğiyle :)
Sadece adınızı yazarak üye olmadan da yorum bırakabilirsiniz.