4 Büyük Ada Gezimiz -2-(Aya Yorgi Kilisesi)

İnsanda fotoğraf çekme aşkı olunca biraz ne görse çekiyor tabi :) Ben de adada ne görsem çektim sayılır :) Buraya eklediklerim yarısı bile değil :)

Dün adadaki evler ve sokakların fotoğraflarını eklemiştim.Bugün de Aya Yorgi Kilisesi ve etrafını ekliyorum.

Aya Yorgi'ye Lunapark Gazinosu'nun oradan çıkılıyor.Çıkmadan önce yolun başındaki satıcıya ne kadar uzaklıkta diye sorduk o da 1 km dedi.Biz de e yakınmış çıkalım bari dedik.Ama çıkarken bir anda matematik bilgimiz ters döndü :) Bu nasıl 1 km çözemedik :) Git git bitmiyor :) Hesaben 1, bize göre en az 10 km :))

Ama işin güzel tarafı o uzunca yolu çıkarken en azından arada soluklanınca güzel bir manzarayı izleyebiliyorsun :)

Yukarı çıkmaya çalışırken arkamızı dönüp karşıya baktığımızda Tarihi Yetimhane'yi gördük.Uzaktan bu kadar fotoğraflayabildim.

Ve yürürken görebildiğimiz adacıklar

Niyahet kiliseye ulaşabildik :)

Kilisenin içinde fotoğraf çekilmediği için ben de giriş kısmında biraz çektim.

 Kilise etrafında her ağaçta, her çalılıkta bu çaputlar vardı :)

Dönüş yolunda bu müzisyenler küçük bir konser veriyordu.

 İskeleye doğru inerken yol üzerinde bu Rum Mezarlığı'nı gördük.Ben mezarlığı çok fotoğraflamak istemedim ama ilginçti.Mezarlıklar üzerinde ölen insanların kabartma resimleri vardı.

 Aslında adada birçok kilise ve tarihi kalıntı var ama biz pek fazla göremedik.Zaten çoğu da kilitliymiş.Bu da Ayanikola Rum Manastırı.

Pin It

0 Büyük Ada Gezimiz

Ne zamandır blogları takip edemiyorum, bloğumu kontrol edemiyorum çünkü hem sınavım yaklaştı hem de bilgisayarım bozuldu.Sınavım bi geçsin gitsin de bomba gibi döneceğim inşallah :)

Yapmak isteyip de yapamadığım çok şey var ve hepsini sınavım yüzünden ertelemek zorunda kalıyorum.İnşallah Allah emeklerimizin karşılığını boşa çıkarmaz.

Neyse şimdi paylaşmak istediğim bir şey var :) Havalar güzelleşti ama bir yere gidemedik.Kardeşimle dedik en azından Büyük Ada'yı gezmeye gidelim.Geçen pazar kardeşimle İzmit'ten atladık vapura direk adaya geldik.İzmit'ten gitmek isteyenler için Büyük Ada'ya hafta sonları direk vapur var.Vapurla 2 saat kadar sürüyor.

Ama sanırım yanlış bir gün seçmişiz çünkü deyim yerindeyse ada tıklım tıklımdı :) Adada motorlu taşıt bulunmamasına rağmen yolda yürümek çok zordu.Yollar bisiklet ve faytonlarla doluydu.İskele insanlarla doluydu.İnsanlar akın akın adaya geliyordu.Özellikle de turistler.Zaten turistler bizden çok ülkemizin keyfini çıkarıyorlar.Hangi tarihi yöreye gitsem Türklerden çok yabancılar oluyor.

Akın akın kalabalık arasından ezile büzüle kaçıp adayı gezmeye başladık.

Faytonla ya da bisikletle gezilebilir.Biz ikisini de tercih etmedik ama keşke birini tercih etsek daha iyi olurdu :) Günün sonunda bacaklarımızda derman kalmamıştı :) Tabi 4 saat yürüyünce derman kalır mı :)

Adaya giderken vapurda birinin sözüne kulak misafiri olmuştum.Adaya soldan değil de sağ taraftan gezmeye başlayın sol tarafta pek bir şey yok demişti.Biz de duyduğumuzu uyguladık :) Adaya özgü güzel evler, köşkler arasındaki sokaklardan yürümeye başladık.

Yollarda bulunan haritalardan yolumuzu bulmaya çalıştık.Çünkü esnaftan bir şey sormaya gelmiyor, utanmasalar soru sorarken bile sizden para alacaklar :)

Adada satılan ürünler olarak ilgimi çeken bu at nalları ve her derde deva bu iğneler oldu :)

Yürüyerek önce Aşıklar Tepesi'ne gidip dondurma yedik, daha sonra Aya Yorgi Kilisesi'ne çıktık.Kiliseden inişte Lunapark Gazinosu'nda oturup bir şeyler içtik.Hepsinin manzarası çok güzeldi.Oturup o güzel manzaraların tadını çıkarmanızı tavsiye ederim.

Lunapark Gazinosu'ndan sonra yürüyerek iskeleye indik.Ama tavsiyem bisikletle veya faytonla inin.Çünkü hem yol üzerinde pek bir şey yok hem de en az 1 saat yürünüyor.

İskelede fazla durmadan vapura binip Kadıköy'e geçtik.İyi ki de zamanında binmişiz çünkü bir anda yağmur ve fırtına bastırdı.Şanslıymışız ki biz inene kadar yağmur dindi :) Biraz da Kadıköy'de dolaşalım dedik ama biraz fazla dolaşmışız dönüş trenimizi kaçırdık :) Treni beklerken ben de İstanbul'da biraz güneşin batışını biraz da Haydarpaşa'yı karalerle dondurmaya çalıştım...

Benim için güzel bir gündü.En kısa sürede arkadaşlarla piknik için tekrar gitmeyi düşünüyoruz :)

Fotoğraflar biraz fazla olduğu için bugün ada evleri ve sokakları fotoğraflarını ekliyorum.Yarın da Aya Yorgi Kilisesi etrafı ve İstanbul'da günbatımı fotoğrafları geliyor :)

Pembe Panjurlu Ev :)

Bugünlük bu kadar :)

Pin It

9 Çiçekli, Çiçekli ve Yine Çiçekli :)

Bu aralar bir çiçekli sevdasıdır aldı başını gidiyor :) Çiçekli ne görsem saldırmamak için kendimi zor tutuyorum :) İşime yarasa da yaramasa da o benim olmalı :) (Zaten genelde alışveriş anlayışım böyledir :)) )

Sene başından beri hoşuma gidiyordu çiçekli kıyafetler, bir de ünlü markalarla birlikte moda olunca daha da bir çekici hale gelmeye başladılar :)

Bir şey almaya kalkarken gözüm hep çiçeklisini arıyor, her şeyim çiçekli olsun istiyorum.Bakalım bu sevda daha ne kadar sürecek :)

Daha önce aldığım cüzdanlarımı ve yüzüklerimi paylaşmıştım.

Bunlar da kendimi dizginleyerek aldıklarım :)

Pin It

2 Rengarenk

Sertab Erener'in "Rengarenk" albümü çıktı.Albümün çıkmasını ne zamandır bekliyordum.Her zaman büyük beğeniyle dinlediğim şarkılarını yine çok beğendim.Özellikle Soner Sarıkabadayı'nın yazdığı "Koparılan Çiçekler" şarkısını çok beğendim.Klibi de çekilmiş.Bu şarkıyı seven varsa akustik versiyonunu da dinlemesini tavsiye ederim çünkü arkada çalan müziğe ben bayıldım :)

İzlemek isterseniz şarkının klibi burada Pin It

6 Yeni Tema Zamanı :)

Ne zamandır temamı mavi mor tonlarına çevirmek istiyordum ama bi türlü fırsatım olmuyordu.Nihayet fırsat bulduğum bir zamanda istediğim gibi içime sinen yeni bir tema yapabildim.

Bu yıl mavi ve mor uyumunu çok seviyorum ve sitemde de bu renkleri kullanmak çok hoşuma gitti :) Bir de bu tonlara yeşil ve pembe de eklenince daha bir hoş oldu sanki :) Bahar havasına döndü sitem :) Biraz geç kaldım bahara geçmekte ama olsun.Gerçekte olmuyor ama sitemde en azından hep bahar olsun :)

Eski temamda arşivimde bulunsun :)

Pin It